21 Ocak 2015 Çarşamba

İçimizdeki Carrie...




   2000 li yılların başında özellikle kadınların aklını başından almıştı bu farklı, renkli ve cesur dizi, herkesi peşinden sürükledi, moda ikonları yarattı, bilinen kalıpları yıktı. Moda ve yaşam tarzı olarak hayatımıza farklı bir bakış açısı getirdi, o kadar çok ses getirdi ve sevildi ki sonrasında fimleri ile devam etti, hala da günümüz dizilerinin çoğu ondan izler taşımaktadır. Dizide başarılı ve stil sahibi 4 kadının arkadaşlıkları, modaya ve alışverişe olan düşkünlükleri, aşk hayatları, yaşam tarzları anlatılmakta.




   Her bölümü merakla bekleyip, defalarca izledik, her seferinde kendimizden bir şeyler bulup, kendimize yeni bir şeyler kattık, onlarla güldük, onlarla ağladık. Hangimiz yaşamadık onların yaşadıklarını... Hangimiz yılbaşı gecesinde pijamalarımızın üstüne paltomuzu geçirip en yakın arkadaşımıza gitmedik, hangimiz Sevgililer gününü en yakın kız arkadaşlarımızla kutlamadık, hangimiz mağazalara girip sadece ayakkabıları seyretmedik, hangimiz tatlı krizine girip gecenin bir yarısı kızlarla köşedeki pastahaneye gitmedik, tamirciye ayıracak paramız yokken bile hangimiz bir ayakkabıya binlerce lira vermedik, hangimiz en yakın arkadaşımızın zor gününde işi gücü bırakıp onu mutlu etmek için onunla tatile gitmedik...

  


  En çokta sıra dışı başrol oyuncusu dikkatimizi çekti, Carrie Bradshaw... Farklı, çarpıcı, başarılı, özgür bir o kadar da duygusal bir karakter. Moda bağımlısı, alışveriş düşkünü bir kadın, pahalı ayakkabılar onun vazgeçilmezi. Dizide Carrie'nin kariyeri ve yazılarından çok giysileri ve moda anlayışı konuşuldu hep. Onun bu çarpıcı ve cesur tarzı çılgınca takip edildi, şehirli kadının yeni imajı oldu, herkes kendi stiline bir parça kattı ondan.
Şıklıkla rüküşlük arasındaki ince çizgiyi her seferinde en iyi şekilde aşıp kendi tarzını yarattı, farklı ve frapan parçaları o kadar doğal ve kendine özgü bir biçimde kullandı ki böylece tüm kadınların gönlünde taht kuran bir stil ikonu oldu. Abartılı takılar taktı, rengarenk giyindi, kürkler ve tüller kullandı. Pahalı ayakkabılar, çantalar, mücevherler hep vazgeçilmeziydi onun.

 Hala güzel mi, çirkin mi, şık mı rüküş mü diye bir soru işareti olsa da kafamızda, bir Carrie Bradshaw gerçeği var, o hala bir dönemin stil ikonu ve her zaman hepimizin içinde bir Carrie Bradshaw yaşayacak.

Ne dersiniz hepimizin içinde bir parça Carrie yok mu?

   


                      Filmden Replikler:


''Bazı kıyafetler giyilecekleri zamanı ve mekanı bekler''

''...derken inancım olduğunu farkettim, 
dünyada inanılacak en güzel şeye,
kendime inanıyordum.''

''Belki de hiç doğru anlar, doğru kişiler
ya da doğru cevaplar yoktu,
belki sadece yüreğinizden geçeni söylemeliydiniz''

''Sahip olduğumuz her şey onları paylaşabileceğimiz
birinin olmasıyla anlamlı''

''Belki de insanları etiketleri yüzünden yanlış değerlendiriyoruz,
Gelin, damat, karı, koca, evli, bekar diye gösterilen
etiketler yüzünden ardındaki insana bakmayı unutuyoruz''









Cup Cake





Malzemeler:

2 Yumurta
1 bardak Süt
1 bardak Şeker
1,5 bardak Un
3 kaşık Tereyağ (oda sıcaklığında)
3 kaşık Kakao
1 çay kaşığı Kabartma Tozu
1 çay kaşığı Vanilya

Süsleme için:

200 gr Çikolata
200 ml Krema
1 kaşık Tereyağı

Yapılışı:

-Tereyağı mikser ile krema kıvamında çırpılır
-Yumurtalar ve şeker eklenip 4 dk kadar karıştırılır, süt eklenir
-Un, kakao,kabartma tozu karıştırılıp harca eklenir ve 1 dk daha karıştırılır
-Hamur ufak kek kalıplarına kaşık ile yarısına kadar doldurulur
-Önceden ısıtılmış fırında 15 dk pişirilir
-Krema kaynama noktasına gelene kadar ısıtılıp ocaktan alınır
-Çikolata ve tereyağı eklenip eriyene kadar karıştırılır
-2 saat soğuduktan sonra süsleme için kullanılabilir
-Krema sıkıcısı ile keklerin üzerine sıkılıp süslenir.

Afiyet Olsun...

12 Ocak 2015 Pazartesi

Simit



   Susamla kaplı o altın halka... Simit, sabah işe gitme telaşının mütevazi arkadaşı, günlük koşuşturmalarımızın arasında kısacık bir mola, sabah kahvaltılarımızın o sıcacık lezzeti,  iş yerindeki vazgeçilmez kahvaltımız, vapur güvertesinde martılara atılan küçücük bir mutluluk, garda tren beklerken aldığımız yolluğumuz, kandiller de aldığımız en sıcak hediyedir. Yıllardan beri süregelen kahvaltı ve çay kültürümüzün vazgeçilmez bir tadı olmuştur bu susamlı gevrek halka, bir de çay ve peynir olursa yanında değmeyin keyfimize.



  Tarihçesine baktığımızda ilk üretildiği yerin Smiti (İzmit) olduğu bilinmektedir. Kervanların konaklama yeri olan İzmit'te yolcular için hazırlanabilecek en pratik yiyecekti simit, yolculuk yapanlar atıştırmalık olarak yanlarına alırlardı.
Simit'in Osmanlıdaki serüveni 14.yy'da başlamıştır, saray mutfağında yerini almış ve sultan sofralarında çokça kullanılmıştır, yine Osmanlı döneminde pek çok simit fırını açılmış, simit ustaları yetiştirilmiş ve sokaklarda simitçiler tarafından satılmaya başlanmıştır. Pekmezlenen simit'in en önemli özelliği, altın rengini alana kadar fırından çıkarılmaması imiş. Simit'in hayatımızdaki yeri sadece II. Dünya Savaşı yıllarında boş  kalmıştır, o dönemde un üretiminin az olması ve çoğunun orduya gönderilmesi nedeni ile yapımı yasaklanmış, fırınlarda sadece ekmek yapımına izin verilmiştir, kısa süren bu dönemden sonra üretimine tekrar başlanmış ve günümüze kadar devam etmiştir.



   Ankara'nın kara simidi, İstanbul'un taş fırın simidi, İzmir'in gevreği...
Simidin tadı ve görünümü şehirden şehire ufak tefek değişiklikler gösterse de aslı, susamla kaplı halka ekmeklerdir, rengindeki ve lezzetindeki bu fark sadece pekmezleme yönteminden kaynaklanır. 
Ankara'da simit daha sert ve gevrek, daha koyu renkte ve bol susamlıdır, İstanbul'da taş fırınlarda, odun ateşinde pişirilir, pekmezleme diğer şehirlerin aksine soğuk olarak yapılır. İzmir'de simidin adı gevrektir, İstanbul ve Ankara simidi bükülerek yapılırken İzmir'de düz yapılıp susamlanıyor. iki kez pişirildiği için daha gevrek oluyor.

   Her ne şekilde yapılırsa yapılsın simit ülkemizde vazgeçilmez bir atıştırmalık kültürü haline gelmiştir, gencinden yaşlısına, zengininden fakirine en basit ve doyurucu lezzetidir ülkemizin, Avrupa'nın fast food kültürüne karşı direnen Türkiyenin Bagel'i olmuştur. Eminim ki her dönem sokakta elimizden, evde sofralarımızdan eksik olmayacaktır bu sıcacık, mis kokulu, çıtır lezzet. 
   









Susamlı Simit



Malzemeler:

1 çay kaşığı Mahlep
1 Margarin (erimiş)
1 bardak Süt veya Yoğurt
1 kaşık Zeytinyağı
1 çay kaşığı Karbonat
1 çay kaşığı Tuz
1 tatlı kaşığı şeker
Aldığı kadar Un

Üzeri için:
Susam
1 Yumurta Sarısı

Yapılışı:

-Malzemelerin hepsini karıştırıp yoğurun
-Hamurdan küçük parçalar koparıp halka şeklini verin
-Yağlanmış fırın tepsisine dizin
-Üzerlerine yumurta sarısı sürüp, susama batırın
-Önceden ısıtılmış 175 C fırında üzerleri hafif kızarana kadar pişirin.

Afiyet Olsun.



8 Ocak 2015 Perşembe

Karda evde yapılacak en iyi 10 şey...



     Uzun zamandır bu kadar kar yağmamıştı, her yer beyaz, pamuk gibi, o kadar çok kar var ki Uludağ'ı aratmıyor... Yurt genelinde çoğu yer kar yağışlı, okullar tatil oldu, çoğu kişi kardan dışarı çıkamadı, arabalar çalışmadı, vasıta bulmak zor, buzda kayıp düşme tehlikesi de cabası, hal böyle olunca bize de karın keyfini ev de çıkarmak kalıyor. Neler yapılır kar yağıpta evde mahsur kalınca, bütün gün kapı dışarı çıkmadan ne yapılır, sıkılmadan nasıl keyifli hale getirebiliriz bunu?

*Bu karda kışta evde tembellik yapmak istiyorsanız en güzeli açın perdeleri, oturun pencerenin karşısına karın yağışını izleyin, sıcacık evinizde bunun keyfini çıkarın.

*Sıcak çayınızı ya da kahvenizi alıp kitabınızı okuyun, en iyi rahatlama ve kendini dinlenme yöntemidir bu.

*Battaniyenize sarınıp, ''Let it Snow'' dinleyerek dergileri karıştırın, Ocak ayının o rengarenk, içinizi ısıtan, karla kaplı sayfalarını...

*Çoğu zaman yapmaya üşendiğiniz, ertelediğiniz ev işlerinizi yapın. Çekmeceleri ya da kileri yerleştirin, yeni yıl süslerinizi kaldırın, fotoğraflarınızı bilgisayarda arşivleyin, yarım kalmış yazılarınızı tamamlayın.

*Dvd seyredin, merak ettiğiniz filmleri, çok beğenip tekrar izleyeceğiniz bir filmi, hatta üst üste bir kaç film bile seyredebilirsiniz. ''You've got Mail'' tavsiyemdir defalarca bıkmadan izlediğim, size noel dönemini yaşatacak sıcak, duygusal filmler.

*Her ne kadar hep diyette olsak ta uzun zamandır yapmayı düşünüp yapamadığınız kek, pasta, börek yapımı için mutfağa girin. Havuçlu Tarçınlı kek iyi gider sıcacık çayınızla. Çayınızı da baharatlı deneyin, zencefil, karanfil, tarçın...

*Yok ille de yalnız sıkılırım derseniz çağırın en yakın arkadaşınızı ev muhabbeti yapın, hep dışarı da buluşacak değilsiniz ya bugün de evde sıcacık dost sohbetiyle geçsin.

*Bahçeye çıkıp biraz çocukluk yapın, kardan adam yapın, kartopu oynayın, fırsat bu fırsat bi daha bulamazsınız bu kadar karı...

*Bol bol kar manzarası çekip, arşivinizi çoğaltın hazır dona çekmeden pamuk pamuk iken her yer, sonra da İnstagram'a yükleyin masalsı kar fotoğraflarınızı.

*Şömineniz varsa karşısına geçip keyif yapın, kestane pişirin, mısır patlatın, salep ya da bol leblebili Boza iyi gider bu soğuk ta...


İşte benden size karlı bir gün de evde kalıp yapabileceğiniz tavsiyeler, Sizde bu soğuk günler de, karlar dona çekip çileye dönüşmeden oturun sıcak eviniz de ve manzaranın keyfini çıkarın.

Kimsenin sokakta kalmak zorunda olmayacağı sıcak günlerimiz olsun. Sevgiyle...






''Mevsimlerin en merhametlisidir kış,
Evin mevsimi, sarılmanın, sarınmanın, sarmalanmanın...
Uzun çayların, derinlemesine yemeklerin, etraflıca içmelerin mevsimi...
Karşılaşmaların değil, buluşmaların...
Sıcak olan her şeye doğru neşeyle yönelmenin,
böylece hep beraber ılımanın...''

                                                                                     Ece Temelkuran




Elmalı Ballı Kış Keki





Malzemeler:

2 bardak Buğday unu
1 bardak Toz Şeker
3 Yumurta
250 gr Tereyağ
1 paket Kabartma Tozu
2 adet Elma (soyulup küp doğranmış)
1/2 çay bardağı Bal
1 bardak Ceviz içi
2 çay kaşığı Tarçın
1 tutam Karabiber

Üzeri için:

3 adet Elma (soyulmuş dilimlenmiş)
1 çay bardağı Pudra Şekeri

Hazırlanışı:

-Tavada tereyağı, tarçın, bal, karabiber ve elmayı pişirin, kaynadıktan sonra ateşi kısıp 1-2 dk daha pişirin ve soğumaya bırakın.
-Yumurta ve şekeri mikser ile 5-6 dk çırpın
-Bir kaba un ve kabartma tozunu eleyin ve yumurtalı karışıma ekleyin
-Üzerine ceviz ve elmalı ballı sosu da ekleyip sönmeden karıştırın
-Yağlanmış kek kalıbına dökün
-Üzerine elma dilimlerini dizip önceden 170 C ısıtılmış fırında 30-35 dk pişirin
-Soğuyunca üzerine Pudra şekeri serpin.

Afiyet Olsun...