Kim sevmez ki bol köpüklü, mis kokulu, sıcacık bu lezzeti... Her dönemde sevilerek içilen, vazgeçilmez dost sohbetlerinin, sıcak misafirliklerin, hüzünlü yalnızlıkların vazgeçilmez içeceğidir. Her ortamda, her fırsatta sevilerek içilen kahve günümüzde o kadar yaygınlaşmıştır ki hızla ve artarak yayılmakta olan kahve zincirleri bunun en iyi göstergesidir. Dünya'da petrol'den sonra en büyük ticaret alanını oluşturması da kullanımı hakkında bizlere bir fikir vermektedir.
Gelelim bu sihirli içeceğin tarihçesine; ''Coffea'' adlı ağacın meyve çekirdeklerinin kavrulup öğütülmesi ile elde edilir kahve, Rivayete göre 8.yy da Habeşistan' ın Kaffa bölgesinde yaşayan bir çoban, hayvanlarının kırmızı meyveli bu çalıyı yedikten sonra daha hareketli olduklarını gözlemleyerek kendisi de denemiş bu meyveyi, verdiği keyif ve hazzı sevince kulaktan kulağa yayılmış bu sihirli meyvenin ünü, sonrasında da Yemen'e oradan da hızla Arap yarım adasına yayılmış.
16.yy da Yemen Valisi tarafından İstanbul'a getirilen kahve zamanla sarayın ve halkın tutkunu olduğu bir lezzet haline gelir. Bu dönemde ilk Kahvehaneler açılıyor, kahve çekirdekleri tavada kavrulup dibeklerde dövülüyor sonrasında da cezvelerde pişiriliyor. İstanbul'a gelen Venedikli tacirler çok sevdikleri bu lezzeti 17. yy da Avrupa'ya taşıyorlar, kahvenin çok çeşitliliğe geçişinin hikayesi de böylece Avrupa da başlamış oluyor.
Osmanlı'dan bu yana süre gelen kahve kültürü son yıllarda açılan kahve dükkanları ile oldukça değişti. Cezvelerin yerini makineler aldı. Artık kahve sadece cezvede su ile kaynatılarak yapılmıyor, her damağa ve her zevke hitap eden yüzlerce çeşidi ve hazırlama tekniği var. Az şekerlisi, çok şekerlisi, sütlüsü, sadesi, kremalısı, aromalısı...
Yüzyıllardır severek içtiğimiz kahveye olan ilgi, çeşitliliği ve kıvamlandırılmış lezzetleri ile her geçen gün artarak devam etmekte. Sıcak dost sohbetlerinin, misafirperverliğin, kız istemelerin vazgeçilmez kahve.
Kahve dostlar ile içilince keyifli, sohbetler tatlı. Şairin de dediği gibi ''Gönül ne kahve ister ne kahvehane, Gönül sohbet ister kahve bahane'' Her daim ferah kahveleriniz olsun. Sohbetleriniz hep tatlı, kahveniz bol köpüklü olsun.
Ortasında yakalamalı bir insan yaşamı...
Ömrün ortası, çayın ortası, gecenin ortası...
En güzeli de, bir çift kahverengi gözün ortası...
Zaten en güzeli değil midir,
içilen kahvenin ortası...
Cemal Süreyya
Tiramisu
Malzemeler:
1 Hazır Kek (2 katlı)
1 kutu Labne Peyniri
3 kaşık Un
3 kaşık Şeker
1/2 lt Süt
2 Yumurta Sarısı
1 kupa koyu Nescafe (bol şekerli)
Üzerine serpmek için Kakao
Hazırlanışı:
-Yumurta sarısı, un ve şekeri karıştırın, yavaş yavaş sütü ekleyerek karıştırarak pişirin
-Labne peyniri kremanın içine ekleyip iyice karıştırın
-Servis tabağına kekin yarısını alıp neskafe ile ıslatıp, kremanın yarısını üzerine sürün
-Kekin diğer yarısınıda neskafe ile ıslatıp üzerine kapatın
-Kalan kremayı üzerine yayın
-Üzerine kakaoyu süzgeç yardımı ile serpin
-1 gece dolapta bekleterek servis yapın
Afiyet Olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder